Tekirdağ, tarihi boyunca birçok kültür ve kavmin egemenliği altında kalmış zengin ve köklü bir geçmişe sahip olan bir şehirdir. Bu yazıda, Tekirdağ’ın tarihine, önemli olaylarına ve dönüm noktalarına değineceğiz.
Tekirdağ’ın Tarih Öncesi ve İlk Yerleşimleri
Tekirdağ’ın tarihi, yaklaşık 6.000 yıl öncesine dayanmaktadır. Bereketli toprakları ve Anadolu ile Balkanlar arasındaki konumu nedeniyle tarih boyunca pek çok kültür ve kavmin etkisi altında kalmıştır. Şarköy ilçesindeki Güngörmez ve Güneşkaya Mağaraları ile Marmara Ereğlisi’ndeki Toptepehöyük’te Kalkolitik Çağ’a ait buluntulara rastlanmıştır. Tekirdağ’ın sahil şeridinde yapılan araştırmalar, İlk Tunç Çağı’na ait yoğun yerleşim alanlarının olduğunu göstermektedir.
Antik Dönemde Tekirdağ ve Trakya
M.Ö. 7. yüzyılda, Grek kolonilerinin Trakya’da kurulmasıyla bölge ticarete açılmıştır. Bu dönemde Trakya’nın Marmara kıyılarında kentler kurulmuştur. Pers Kralı Darius’un İskit Seferi sonrasında Pers egemenliği başlamış ve Atina’nın Pers tehlikesine karşı kurduğu Attik-Delos Deniz Birliği’nin Persleri Trakya’dan çıkarmasıyla son bulmuştur.
M.Ö. 342 yılında Makedonya Kralı II. Philip, Trakya’yı topraklarına katarak Odrys Krallığı’nı kendine bağlamıştır. İskender’in ölümünden sonra ise Trakya, Lysimachos’un egemenliğine girmiştir.
Roma ve Bizans Dönemi Trakya
Roma İmparatoru Tiberius’un Trakya’ya vali göndermesi ile başlayan süreç, İmparator Claudius’un Trakya’da bir Roma Eyaleti kurmasıyla devam etmiştir. Trakya, uzun yıllar Roma egemenliği altında kalmıştır. M.S. 395 yılında imparatorluğun ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma İmparatorluğu içinde yer alan Trakya, 1354 yılında Süleyman Paşa komutasındaki kuvvetlerin Gelibolu’ya çıkmasıyla Türklerin hâkimiyetine geçmeye başlamaya başlamıştır. 1356 yılında Şarköy ve Malkara ele geçirilmiş, 1357’de ise I. Murat Tekirdağ ve Çorlu’yu Türk hâkimiyetine almıştır.
Osmanlı Dönemi ve Balkan Savaşları
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Tekirdağ ve çevresi önemli bir coğrafi ve stratejik konuma sahip olmuştur. Ancak Balkan Savaşları sırasında Bulgar işgaline uğrayan şehir, 1913 yılında düşman işgalinden kurtarılmıştır.
Cumhuriyet Dönemi ve Tekirdağ’ın İl Olması
I. Dünya Savaşı’ndan sonra imzalanan Mondros Mütarekesi’nin ardından Yunan kuvvetleri, 20 Temmuz 1920’de Tekirdağ’ı işgal etmişlerdir. Ancak 13 Kasım 1922’de Yunan işgali sona ermiş ve Tekirdağ toprakları tekrar Türk yönetimine geçmiştir.
20 Ocak 1921’de kabul edilen Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile Tekirdağ il olmuştur. Ancak Kurtuluş Savaşı’nın zor koşulları nedeniyle örgütlenme hemen sağlanamamış, Cumhuriyetin ilanından kısa bir süre önce 15 Ekim 1923’te il merkezi haline getirilebilmiştir.
Tekirdağ’ın Tarihi İsimleri ve Süleymanpaşa İlçesi
Tarihi süreç içerisinde Bisanthe, Rhaedestus, Rodosto, Rodosçuk ve Tekfurdağı gibi isimlerle anılan Tekirdağ, Cumhuriyetin ilanından sonra “Tekirdağ” olarak adlandırılmıştır.
6 Aralık 2012 tarihinde yayınlanan 6360 sayılı kanun ile Tekirdağ ilinde, Tekirdağ Belediyesi’nin mahalleleri merkez olmak üzere, Tekirdağ Merkez ilçe sınırları içerisindeki köyler ve belediyelerden oluşan Süleymanpaşa ilçesi ve aynı adla belediye kurulmuştur. Süleymanpaşa ilçesi adını, Rumeli’nin kalıcı olarak Türk toprağı olmasını sağlayan Orhan Gazi’nin oğlu Rumeli fatihi Şehzade Süleyman Paşa’dan almıştır.
Sonuç
Tekirdağ, tarih boyunca birçok kültür ve kavmin etkisi altında kalmış zengin ve köklü bir geçmişe sahip olan bir şehirdir. Günümüzde, hem tarihi ve kültürel mirasıyla hem de doğal güzellikleri ve turistik cazibesiyle önemli bir konuma sahiptir